2 Nisan 2012 Pazartesi

Son sayfada bir hüzün kaplıyor içimi.

Bugün Sabahattin Ali üstadımızın ölümünün 64. yıl dönümü.Onu saygı ve sevgiyle anıyorum ve şunu söylemek isterim ki benim son sayfasını okuduktan sonra ağladığım tek kitaptır Sabahattin Ali'nin yazmış olduğu Kürk Mantolu Madonna.Diğer kitapları da muhteşemdir.Şüphesiz.Ama Sabahattin Ali'nin okuduğum ilk romanı olmasıyla birlikte, yazarına hayran kaldığım ve beni gerçekten derinden etkileyen bir kitaptı.Defalarca okuyabilirim.Her seferinde de ağlayabilirim.
    Sabahattin Ali 1948 yılında Türkiye’den kaçmaya çalışırken öldürülmüş,cesedi ise aylar sonra Bulgar sınırına yakın bir ormanda bulunmuş.
    Diyorum ki neden güzel düşünen,güzel yazan ,güzel gülen insanlar hep öldürüldü?Ve bulduğum tek cevap şu oldu ; mükemmel oldukları için.
   Ben insanları hiç görmeden,konuşmadan da o insanları sevebileceğimize inanırım.Sabahattin Ali'de bunlardan bir tanesi.Romanın da sanki onunla konuştum.Gerçekten kahvelerimiz alıp sohbet ettik biz.
  Diyeceğim şu ki Sabahattin Ali ve Kürk Mantolu Madonna benim için çok özeller.Değer verdiğim nadir kitaplardandır.Değer verdiğim nadir yazarlarımızdandır.

''Bu akşam anladım ki,bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.Gene bu akşam anladım ki,onu kaybettikten sonra,ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.''


Sabahattin Ali-Kürk Mantolu Madonna



Hiç yorum yok: