11 Mayıs 2012 Cuma

Yağmur,geri verecek buharlaşan sevgimizi diyordu bir müzisyen.

Kendimi başkasının gözünden anlatmak geldi içimden.

Evin içinde aylak aylak dolanıyordu.Bazen evi turlamak bile ona sanki uzak yerlere gidip gelmiş hissi veriyordu.Saat sekizi gösterirken birden yağmur başladı.Aklına balkona çıkıp kitap okumak geldi.Koşar adım kitabını aldı ve balkona çıktı.Saat sekizi çeyrek geçiyordu.Bir eksiklik vardı.Tabi ya kahve koymayı unutmuştu.Hemen kalkıp kahve koydu kendine.(zaten yalnızdı tabi kendine koyacak)Bir süre yağmuru izledi.Sonra kafasını kitaba gömdü.Yağmurlu havada kitap okumak onu rahatlatıyordu.Zaten o yağmuru, bulutların yeryüzündeki senfonisine benzetiyordu.Dünyanın en güzel senfonisi.Fakat on dakikaya bir sinirlenen bulutlar büyük bir gürültüyle etrafa ışık saçıyordu.Yani her on dakikada bir kendini ürperirken buluyordu.Kahvesinin olduğunu fark etti.Kahvesini yudumlarken gene dışarıyı izledi.Bir grup genç kız bir şemsiyenin altına sığışmaya çalışıyor koşar adımlarla gidecekleri yerlere ulaşmayı amaçlıyorlardı.Onlara;
-Bırakın o şemsiyeyi,adımlarınızı da yavaşlatın, yağmurun keyfini çıkarın. demeyi anlık planlamış olsa da  sadece izlemekle yetindi.İnsanların yağmurda şemsiye kullanmalarına anlam veremiyordu.
Sonra tekrar kitabına gömüldü.Kitabı, aylak bir adamın gece birden bastıran yağmurla birlikte sahile gitmesini anlatıyordu.Fakat sahile gidince arkasından eski sevgilisinin de geldiğini fark ettiği ve birbirlerine sarılıp kumsalın tadını çıkardıkları yazıyordu.''Nası imrendim belli değil'' dedi.Kumsalda sevişmek...
Başını tekrar kaldırdığında bir çift yağmurda gülüp,koşup eğleniyorlardı.''Benim demek istediğim tamda böyle bir şeydi''demeden edemedi.Yağmurda dans eder gibi yürüyorlardı.Gülüş seslerini duyunca içi burkuldu.Kendisinin ve o insanların arasındaki uçurum onu korkutuyordu.Zaten bir de yükseklik korkusu vardı.Kimseye tepeden bakamazdı.
Tekrar kitabına daldı.Kitaplar onu bu hayatta bırakmayacak tek şey idilerdi.Ha birde bulutlar vardı tabi.Başlı başına bir huzurun içinde idi şu an.Bazı eksikler olabilirdi.(Mesela şu an ve geçmiş,gelecek anlarda yalnız olması gibi)Genede mutluydu.Satır aralıklarında yaşanan olaylarda onu mutlu etmeye yetiyordu.Hele bir de bulutların senfonisi ile harmanlanmış kitaplardan ayrı bir zevk alıyordu.
Biraz üşüdüğünü hissetti.Vücudunu hani şu tarif edilemez bir -titreme,sarsıntı yada her neyse işte- his kapladı.Hemen kitabını ve boş bardağını alıp içeri girdi.

Hiç yorum yok: