16 Ocak 2012 Pazartesi

Hayallerin gücü.



Hiç bitmeyen oksijen tüpü var mıdır acaba?
Deniz altında yaşasam diye düşünceler geçiyor aklımdan.Denizi ve balıkları çok seviyorum.Onlarla yaşamayı düşünüyorum da, harika olurdu.Denizde sanki hem uçuyormuşum gibi bir his doluyor içime.Yer çekimine meydan okumak.

Sonra balıklarla arkadaş olurum.Yeni bir dünya kurarım oraya.Ama bu dünyada kimse üzülmüyor,kimse yalnız kalmıyor , herkes birbirini dinliyor , kalabalık sadece bu dünyada insanın ruhunu daraltmıyor.Ve bu dünyadaayrılık yok.Kulağa ne hoş geliyor değil mi?

Böyle bir dünyam olsa hiç fena olmazdı.Arada bir su üstüne çıkıp bulutlara el sallarım ve tekrar arkadaşlarımın yanına dönerdim.Yağmur damlacıklarını bulutlardan bana gelen bir hediyeymiş gibi algılar mutlu olurdum.Kuşların arada bir dünyama misafir olmasını ister onların nasıl bu dünyaya zıt olduğunu kavrardım.

Aslında pek zıt sayılmaz.Bende yer çekimine meydan okumaya çalışıyorum onlarda.Belkide onlarla ikinci bir dünya yaratabilirim.Bulutların üzerinde olur bu dünya.Fakat bu dünyada pek arkadaşım olmazdı.Bilmiyorum deniz altı kadar kalabalık değil bulutların üzeri.Çünkü bulutlar olduğu zaman yıldızlar olmuyor , yıldızlar olduğu zaman ise bulutlar gidiyor.Onlar birbirine hep küsler.Bilmiyorum onları barıştırabilirmiyim fakat barışmaları için her şeyi yapardım.

Bu iki dünya ne hoş gözüküyor değil mi?Peki böyle güzellikler varken neden zamanımızı betonların arasında geçiriyoruz?Durun ben cevap veriyim.Hala hayallerimizin gücünü kavrayabilmiş değiliz.Her şeye boyun eğip yönetilmeye mahkumuz biz.Ve ölene dek böyle olacağız.

Hiç yorum yok: